Boğaz’ın güneyinde yer alan takımadalar Bizans döneminden beri bir bakıma, John Freely’nin deyimiyle, “İstanbul’un deniz kenarı mahalleleri” olarak bilinmişlerdi. Karayla mesafelerinden, ulaşımın güçlüğünden ötürü sanki İstanbul tarihinin bir parçası değillermiş gibi düşünülse de adalar hem Bizans hem de Osmanlı dönemlerinde her iki imparatorlukta yaşanan siyasal, sosyal süreçlerin tanığı olmuşlardır.
Sayıya ulaşmak için tıklayınız.
Paylaş
Paros Dergisini anlaşmalı bayilerimizden ya da web sitemizden online olarak satın alabilirsiniz.
Anadolu Hisarı, İstanbul’un en mutena Boğaz semtlerinden biri durumunda. Eski dönemlerde şehirden uzak inziva hayatı sürmeyi tercih eden ekabir takımının yaşadığı bu semte ulaşım oldukça zordu.
Bir ceviz, bir bıçak ve bir oyuncak robot arasında nasıl bir bağ olabilir? Bu üç farklı nesne nasıl olur da birleşip bir anı yaratabilir?
İstanbul tarihi denince hemen hemen herkesin aklına Osmanlı ve bir ölçüde de Bizans gelir.
İstanbul, tarihin her döneminde önemli bir yerleşim yeriydi. Boğaz’ın her iki yakası da farklı halklar tarafından değişik dönemlerde iskân edildi.
Antikçağ Byzantionu’na ilişkin neredeyse hiç arkeolojik yapı kalıntısı günümüze ulaşmamış.
