Antikçağ Byzantionu’na ilişkin neredeyse hiç arkeolojik yapı kalıntısı günümüze ulaşmamış. Çağlar boyu kesintisiz yerleşime sahne olmuş, imparatorluklara başkentlik yapmış bir kent olduğu için Antikçağ’a ait yapılar ya çok önceden tahrip edilmiş, yok edilmiş ya da başka binaların altında ve ulaşılması imkânsız halde. 1950’li yıllarda Beyazıt, Laleli’de yapılan kurtarma kazılarında çok sayıda mezar, lahit ortaya çıkarılmış ve bu bölgenin Byzantion’un nekropolisi olduğu anlaşılmış. Yani Arkaik, Klasik ve Hellenistik çağlarda kent Laleli’ye kadar uzanıyordu. Haberin devamını basılı veya dijital dergimizden okuyabilirsiniz...
Paylaş
Paros Dergisini anlaşmalı bayilerimizden ya da web sitemizden online olarak satın alabilirsiniz.
Haliç’e hâkim konumuyla, 19. yüzyıl mimarisinin en görkemli yapılarından, Kırmızı Okul adıyla da bilinen Fener Rum Lisesi, tüm ihtişamıyla yıllara meydan okuyor.
İstanbul tarihi denince hemen hemen herkesin aklına Osmanlı ve bir ölçüde de Bizans gelir.
İstanbul, tarihin her döneminde önemli bir yerleşim yeriydi. Boğaz’ın her iki yakası da farklı halklar tarafından değişik dönemlerde iskân edildi.
Antikçağ Byzantionu’na ilişkin neredeyse hiç arkeolojik yapı kalıntısı günümüze ulaşmamış.
Su meselesi eski dönemlerden beri çok önemli bir merkez konumundaki İstanbul’un en önemli problemlerinden biri olagelmiştir.
